Açlık oyunları mı, akıl oyunları mı?
Yazarımız Akın Aksakal'dan, Sakaryaspor ve geleceği dair güzel bir yazı...
Senaryoya mı bağlı kalmak, Yoksa iki perdeli bir oyun mu oynamak? Biçtiğimiz, bize biçilen rol müydü? Hayatta oynadığımız. Egomuzun altında yatan mıydı? İkiyüzlülüğümüz.
Anlam yükleyemediği! Anlamına anlam kattığı kelime fakiri bir toplumda
Sonuçları anlamsız olsa da!
Sorgulamak iyi gelmiyor bana. Rabbim dağına göre kar veriyor, şükür ki psikolog ile evlenmişim.
Mesleğinden soğutsam da hayat arkadaşımı, hala sağlıklı düşünebiliyorum.
Öncelikle makamına oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’ye başarılar diliyorum.
Kalkınma Ajansı Başkanlığı yapmış bir Belediye Başkanımız olması gurur verici.
Kentlerin değerlerinin markalaşması ile yükseleceğini hatırlatacak kadar hadsiz değilim.
Bu şehri seven, bu şehre âşık ve bu şehirde yaşayan bir birey olarak bir uyarı yapmakta fayda görüyorum. Futbol ve Basketbol çok zor şartlarda çetin mücadeleler ile bu noktaya geldi. Kazanımlarını çok kolay kaybedebileceği kritik bir süreçten geçiyorlar.
Basketbol yok oldu olacak. Tek kurtuluşu ligde kalmak.
Futbol ise bence son atımlık barutunu kullanmak üzere. Kurtuluşu playof şampiyonluğu…
Neden mi? Önümüzdeki sezona başlamak için TFF, mevcut takım, devlet borçları, sair borçlar ve FFP kriterleri düşünüldüğünde Lige başlamak için birkaç ay sonra ihtiyacımız olan para 8 milyon nakit, sezonu tamamlamak için ihtiyacımız olacak bir o kadar. Önümüzdeki sezon Altyapı hariç bu ligde yirmi dört kişilik oyuncu kadromuzun bütçesi yaklaşık 20 milyon!
16 ilçesi, 1 milyon yaşayanı ve yüzlerce çalışanı ile Büyükşehir 2019 tahmini bütçesi 682 milyon. 332 milyon sermaye giderlerini çıkardığınızda net 350 milyon!
Bir şehir ya da ilçe yönetmiyoruz sadece futbol takımı yönetiyoruz!
Çok değil bir kaç yıl evvel 5 milyon için 5 yıl bekleyip amatöre düşmekten son anda kurtulduğumuzu, şayet bir üst lige çıkamazsak!
Demokles’in kılıcı gibi başımızda duran mevzuat FFP kriterlerinin de aktive edildiği gerçeği ile nasıl bir krizinin yaklaşmakta olduğunu sanırım herkes anlar. Bunları niye anlatıyorum? Treni kaçırmadan kompartıman tutmak için, arkasından bakmamak için
Ya hayaller biter, ya da ümitler, tek bir şey bitmez o da keşkeler!
Sakaryasporda Başkanlık dışında her görevde bulunmuş,
Gıda Tarım Bakanlığı mensubu bir meslektaşı olarak Sn. Ekrem Yüce ile bir anımı paylaşmak istiyorum. Yıl 2011 Sakaryaspor bir çıkmazın içinde. Olağan Kongrede Başkan adaylarının arka arkaya çekilme kararı almalarının ardından Sakaryaspor, Genel Kurul Divanına kalıyor.
Ertesi gün gazeteler; “Erkan Etçioğlu, Muammer Güneş, Vedat Altınöz ve Akın Aksakal'dan oluşan Genel Kurul Divanına kaldı” manşeti ile çıkıyor.
Açıklama Erkal abiden geliyor. Genel Kurul Divanı vakit geçirmeden kısa bir süre içerisinde şehrin ileri gelenleri! İle görüşmelerde bulunarak bir yönetim oluşturup yeniden bir kongreye gitmesi öncelikli görevimiz. Önce kendi aramızda toplantı yapıyoruz kulübün önünü tıkayan ortak iki sorun var.
-2007’de Belpaş’tan devir sürecinde Sakaryaspor’a aktarılan vergi ve SSK borcu
-Aynı sezon devir edilen oyuncu kadrosunun kesinleşmiş TFF/UÇK borcu
Şehrin ileri gelenleri(!)nin kapısı çalınıyor.
Önce dönemin Valisi Mustafa Büyük’e gidiyoruz.
Uzun uzun Oline Edirne Basketin serüvenini dinliyoruz.
Mevzuat çerçevesinde nasihat alıp çaylarımızı çift şekerli içip kalkıyoruz.
Aynı gün o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu nun yanındayız.
Belpaş-Dernek devir sürecinin Kulüp Başkanı Recep Hacıeyüpoğlu da danışman kimliği ile makamda.
Erkal abi ve Muammer abi genel sorunlardan konuşuyor. Söz alıyor öncelikli mevcut iki sorunu 15 milyona yakın devlet borcu ve 5 milyon civarındaki TFF engel borç olduğunu ifade ediyorum.
Bu borçları mevcut yönetimin yapmadığını, yaklaşık 15 milyon Devlet borcunun 2002-2007 yılları arasında oluştuğu ve Belpaş tarafından Sakaryaspor’un omuzlarına yüklendiğini belirtiyorum.
Devlet borcunun sorunluluğu/sorumluluğu sebebi ile iş adamlarının A.Ş statüsündeki kulübe uzak durduğunu, “sorunlularının(!)” Sorumluluk alması gerektiği, aksi takdirde güçlü ve sağlıklı bir yönetim oluşturmanın zor olacağını anlatıyorum. Bu durum’ dan istifade etmek isteyecek fırsatçıların ortaya çıkabileceği üzerine saf saf konuşuyorum. Devir sürecinin kulüp başkanı, dönemin danışmanı Recep Hacıeyüpoğlu söze giriyor.
Süreçteki vergi borcunun 6 milyon civarında olduğunu söylüyor!
E tamam diyorum! Farz edelim 6 milyon bu kadar KDV matrah borcu olması için %8 veya 18’den ne kadar para harcamak gerekir? 4 sezonda minimum 90 milyon!
Bu kadar büyük bir para öyle ya da böyle harcanmış paranın nerden gelip nereye nasıl harcandığının önemi kalmamış, harcayan kurum Belpaş!
Parayı harcayan! KDV sini, Personelin SSK primlerini ödememiş! Sorumlu Sakaryaspor!
Herkes birbirine bakıyor… Soru çok cevap yok. Erkal abi topu taca atıyor. Kayıp beş yıl!
Beş yıl sonunda Belediye ve siyaset destekli yönetim 5 milyon sporcu borcunu ödedi 15 milyon devlet borcunu yapılandırdı. Ben bu uyarıyı beş yıl önce yapmıştım. Kaybedilen beş yıl ve o beş yılda heba olan maddi manevi emek…
Niye o gün değilde beş yıl sonra?
Roller mi değişti? Senaryomu yeniden yazıldı?
Açlık Oyunları mı? Akıl oyunları mı bilen yok!
Açlık oyunları dört seri iki bölüm, Akıl oyunları tek!
Az verip aratmak çok verip azdırmak her zaman gişede hasılat yapmıyor. Filim gişe yapsada yapmasa da oyuncular ücretlerini almış oluyor.
Olan yapımcıya oluyor! Kervan yolda dizilmediği gibi, senaristi sorumlu tutmakta fayda etmiyor. O yüzden lütfen her şey zamanında.
Ne Sakarya’nın ne Sakaryaspor Basket ne de Sakaryasporun kaybedecek yılı değil, dakikası yok!
Mevcut yönetimlere önce maddi sonra manevi Sahip çıkınız!
Yönetimler gelip geçer asıl olan Sakarya’nın değerleridir.
Olmadı eylem planı oluşturunuz,
Geleceğe umut ile bakınız, Sakaryalının bakmasını sağlayınız!...