08.04.2015, 12:21

Çam Dağı ve Karadeniz

 Vallahi her ikisi de uyum içinde. Yüzyıllardır iç içe yaşamakta. Hani hep derim ya; “sırtımı Çam dağına, yüzümü de Karadeniz’in hırçın dalgalarına çevirdiğimde, aklıma gelir sevdiğim bir dostun söyledikleri; ‘Deniz durgunken herkes dümenin başına geçmek ister. Oysa ben deniz dalgalıyken de hep dümendeyim’.

Gerçektende bu dostum sonuna kadar haklı bu söyleminde. Evet önemli olan o dev dalgalarda geminin yada teknenin dümeninde olabilmek. Yoksa malum, gemi batarken önce fareler terk edermiş gemiyi. Öyle diyorlar. Şimdi merak ettiniz değil mi bu dostum kim diye?

Bu sözün sahibi sevgili Yılmaz Ekşi. Evet bence haklı bu söylemlerinde. Şartlar ne olursa olsun, asla terke etmedi Karasuspor’u. En kötü anında bile görevdeydi. Gerçi bundan kötüsü olamaz ya neyse.

Şampiyonluk türkülerinin söylendiği lig yarışından kopup, play-off’ta baraja kalacak takımı beklemek kadar kötü ne olabilir ki? Hem futbol, hem de Karasu adına ne kadar acı bir durum.

Bölgesel Amatör Ligde oynamaya başladığımızdan beri ilk kez gidemedim bir deplasman maçına. Yani geçtiğimiz Pazar günkü Eskişehir Sağlık maçı. Samimiyetle söylüyorum, gitmediğimden dolayı çok pişmanım. Tabii ki nedenlerim var. Bir kere Karasuspor, Eskişehir Sağlıkspor karşısına gençlerden kurulu bir ekip ile çıkmıştı sahaya. As kadrodan Uğur, Semih, Özgür, Orhan ve Onur ilk 11’de sahaya çıkmış, Serdar ve Özkan ise ikinci yarıda kadroya dahil olmuştu.

Demem o ki; Karasuspor genç ağırlıklı bir kadro ile mücadele edip, hem de deplasmanda iki kez öne geçse de 1 puanı almıştı. Ben buna sadece; ‘gençlerimize futbol adına teşekkür edelim yeter” derim, o kadar. Gerçi gollerimizi tecrübeli kramponlardan Özgür ve Semih Bayrak atmış ama olsun. Gelecek vaat eden gençlerimizin de hakkını yememek lazım.

Evet Karasuspor olarak baraj maçına kaldık. Rakibimiz önümüzdeki hafta içinde belli olacak ama ya Kırkpınarspor ile ya da Yeni Hendek ile oynayacağız. Şimdi diyeceksiniz ki bana; “Adapazarıspor’u hiç mi hesaba katmıyorsun?” Elbette bu kulübümüzde BAL ligi tecrübesi tatmış takımlarımızdan. Hatta tüm Sakarya bu kulübümüzü kesin BAL’da görüyordu. İşte ne olduysa her şey play-off maçlarında oldu. Ne diyelim; hayırlısı olsun.

Biraz da yeni başlayan 2nci Amatör Lig’den bahsedelim. Maçlar önceki gün başladı. Ben buradan tüm kulüplerimize başarılar diliyorum. 5 Nisan Pazar günü Karasu Sentetik Sahamızda Karaüsu Güvenspor ile Kuruderespor’un maçını izledim. Kesin favori gösterilen ve eski günlerine dönmeyi çok arzu eden Karasu Güven, zor da olsa üç puan almasını bildi. Bu kulübümüze şimdilik fahri Başkanlık yapan, Sakarya futbolunun unutulmaz ismi Hasan Sayılı (Lango), geçtiğimiz yıllara nazaran takımı biraz derlemiş-toplamış. Hatta geçmişte profesyonel oynamış, A.Kadir, Serkan gibi isimleri kadrosuna katmış. Buna rağmen maç sonunda skora baktığımızda aklımıza soru işaretleri gelmiyor değil. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; tecrübe her zaman geçerli bir akçe. İşte bu tecrübesini ve klasını konuşturan A.Kadir Baş, Kuruderespor’a iki gol atarak; “ben daha ölmedim” dedi. Ne diyelim kendisine başarılar dilemekten başka.

Gölkent Mahallesinde oynanan bir diğer Kuzey Grubu maçında Gölkentspor ile Darıçayı Beldespor karşılaştı. (Bu arada biz yıllardır Darıçayırı Beldespor olarak biliyorduk, Federasyon ‘Darıçayı’ diye yazmış)

Skor ise Gölkent lehine 2-1 oldu. Ben bu satırlardan Darıçayı Beldespor’da ter döken tüm futbolcu kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Helal olsun hepinize. Siz ki değil Antrenman yapacak, 20 metre koşabileceğiniz bir alan bile bulamıyorken, birinci amatör tecrübesi yaşamış Gölkentspor’a kendi saha ve seyircisi önünde tek farklı bir gol ile mağlup oldunuz. Sizleri yürekten tebrik ederken, şimdi mahalle olan ama 43 yıl boyunca Belediye olarak anılan Darıçayırı’na bir çivi dahi çakmayanları tebrik ediyorum! Tüm eski Belediye Başkanlarını, mahalle olana dek verdikleri saha sözünü yerine getirmedikleri için kınıyorum. Bunu hayatta olanlar için söylüyorum. Çok iyi biliyorum ki, Belediye iken, hepsinin sizlere seçim öncesi verdikleri söz; “önceliğimiz saha“ şeklindeydi. Sonra da hep kendi sahalarını genişlettiler. Ne diyelim, bu sözler akıllarına geldikçe kendileri utansın. Gerçi Allah onları cezalandırdı bile. Hepsi unutuldu. Artık kimse onlara saygı göstermiyor.

Satırlarıma son verirken, Türk Futbolunun olmazlarından Fenerbahçe camiasına da seslenmek istiyorum. Rize dönüşü yaşanan silahlı saldırı da yaralanan şoföre Allah’tan acil şifa diliyor, tüm Fenerbahçe camiasına da; ‘geçmiş olsun’ diyorum. Şen ve esen kalın.

 

Yorumlar (0)