21.10.2017, 12:35

Nihayet

 8 Ekim 2017 Pazar günü saat 19.00 da Yeni Atatürk Stadyumunda K.Maraş ile oynadığımız maçı 2-1 kazanmıştık.

Hiç kimse kalkıp da bana bu sezon sahamızda oynadığımız ilk maç oydu filan demesin.

Değildi kardeşim… Değildi.

Biz o maçı da bal gibi yabancı sahada oynadık. O gün tribünleri dolduran 28.154 seyirciden birisi olarak bir düşünün bakalım

O maçı kendi sahamızda mı izlediniz yoksa yabancı bir sahada mı?

Stada gelirken ne ile nasıl geleceğini bilmiyordun.

Aracın varsa uzun süre park edebileceğin yeri aradın.

Stada gelince hangi kapıdan gireceğini öğrenmeye çalıştın.

İçeri girince tribünde arkadaşlarını aradın, nerede oturacağını kestiremedin.

Sahaya baktın, çevrene göz attın her şey yabancıydı.

E şimdi sen bir taraftar olarak bunları yaşadıysan bir de oyuncuları düşün.

Daha önce hiç antrenman yapmadığı bir zeminde oynadı.

Tribünler tamamen dolu, maçı kazanmaları zorunlu.

Ambiyans çok farklı, hissetmemeleri imkansız o baskıyı.

Golsüz geçen her dakikada adrenalin artar; eğer galipsen sonlara doğru skoru korumak için önlenemeyen bir telaş başlar.

Rakip takımın umurunda değil, sıradan bir deplasman maçı; tribünlerin dolu olması belki de onların avantajıydı.

Zor maçtı o maç, gerçekten çok zor maç… Beklediğim gibi de oldu.

Son dakikalar biraz sıkıntılı geçti hatta bazılarının moralini bozdu.

Sergilenen oyun belki beğenilmedi ama benim için mühim olan o maçın kazanılmasıydı.

Şimdi bu akşam saat 19.00 da Nazilli Belediyespor ile karşılaşacağız.

İşte bu maç için bir tereddüdünüz olmasın; iyi bir futbol seyretmeye de hazır olun.

Benim beklentim bu… 

Çünkü geçen maçtaki o ilk defa oynama baskısı olmayacak ve Sakaryaspor yabancılık çekmeden nihayet sahasındaki gerçek ilk maçına çıkacak.

**

Ha bu arada Osman Hoca’ya yapılan eleştiriler var.

Duyduklarım ve okuduklarım bana göre hem anlamsız hem de çok zamansız.

Hiç yakışık almayan kelimeler ve çirkin üslupla yapılan eleştiriler maalesef dozajı ve sportifliği aşmış durumda.

E bu da düşündürüyor haliyle insanı

Perde arkasındakiler kimler ve asıl niyet ne acaba?

Hele şu maç bir geçsin de alırız iğneyi ve çuvaldızı elimize.

 

Yorumlar (0)