Yenemezsen şampiyon olamazsın!
Futbolda klasikleşen bir laf vardır, “Yenemiyorsan, yenilmeyeceksin!” Özellikle bizim Türk takımlarının yöneticilerini, teknik direktörlerini kurtaran bir laftır bu. Kazanamayınca, “1 puan iyidir, yenemiyorsan yenilmeyeceksin” geyiğine sararlar. Yiyen de vardır tabi bu lafları da sizlere afiyet olsun hacılar, ben yemem.
Öne geçtiğin maçlarda, özellikle de deplasmanda skoru koruyup farkı açamıyorsan orada bir sorun vardır.
Şu da bir gerçektir, yenemiyorsan şampiyon olamazsın. Zaten yıllardır neden şampiyon olamadığımızın en güzel örneği de bu lafın arkasına sığınmaktır.
‘O sene bu sene’ diyip, 16 milyonluk takım kurup, ‘Şampiyon olacağız’ diyorsan, beraberliğe 1 puan kazandık gözüyle bakamazsın.
Sakaryaspor hem Eyüp hem de Tarsus maçlarında ne oynadı? Hangi varyasyonları uygladı? Futbolun hangi temel oyunlarından kesitler gösterdi?
Kaleci Oğuz’un müthiş performansı olmasa en az 2 farklı mağlup olacaksın. Kalkmış hala, “Yenemiyorsan yenilmeyeceksin” dersen komik duruma düşersin.
Sakaryaspor kötü takım mı kurdu? Asla! Ancak bu dönem bana İsmail Gürses dönemini anımsatıyor sürekli. Gerek yapılan transferler, gerek yönetimin tavrı ve söylemleri Gürses döneminin tıpkısının aynısı dedirtiyor. İnşallah sonu benzemez diyeceğim ama şuan ki görüntüde pek de iyimser olamıyorum.
Her maç sonu İsmail Hoca, “Kötü oynadık” diyip duruyor da hoca, bu takım ne zaman iyi oynayacak? İstediğin her oyuncu alındı. 15 transfer yapıldı. Aslında 16 da biri hoca istemiyor diye gönderildi. Bunca alınan topçunun ardından hocanın hala şikayet etmesi... Büyük ironi!