14.02.2013, 15:06

Böylemi Kanacağız ?

Ne idmana gelen var ne de maçlara. Hani ne oldu o eski günlere?

Yahu bir tepsi tatlı alınıp gidilse ya idmana. Ya da bir kahvaltı veya akşam yemeği verilse ya takıma.

Bunu bıraktım, geçen hafta neydi o haber öyle?

Neymiş efendim, sinemaya gideceklermiş de o iş olmamışmış.

Kaç kişi gidecek sinemaya, AKM’ye? Olsun olsun 50 kişi olsun. Çarpın bunu 8 TL ile. Ne eder? 400 TL. Buda Kayyım’ın işi. Gerekirse ceplerinden ödeyecekler ama yine götürecek takımı sinemaya.

Hangi filme mi?

Tabi ki Şafak Sezer’in “GDO Kara Ked,” filmine veya Demet Akbağ’ın “Hükümet Kadın” filmine. Ya da Cem Yılmaz’ın standup gösteri filmine. Futbolculara moral lazım olduğuna göre bu 3 film onlara güzel ve neşeli bir ortam yaratır ki iyi de olur yani.

Hatta her hafta bu takımı bu tür etkinliklere götürmek lazım.

Mesela ilk-orta ve liselere gidilip bu ruh yeniden filizlendirilebilinir, bu meşale tekrar yakılabilir, Sakaryasporluluk ruhunu o küçük öğrencilerimiz canlandırabilir.

Her şey para değil. Tam tersi, bana göre bu tür etkinlikler paradan çok daha önemli.

Hele hele Sakaryalılığın, Sakaryasporluluğun bitirilmeye çalışıldığı şu günlerde.

Bu iş ligde kalmak kadar çok önemlidir.

Gördünüz mü bakın, ben bile dağıldım. Nerden başladım, iş nereye geldi. Bir de ailelerine bakmakla yükümlü olan futbolcularımızı düşünsenize. Boşuna denmiyor “Aç ayı oynamaz!”diye. Besleyeceksin ki oynasın…

 

TEPECİK MAÇINDA BİRŞEY DEĞİŞMELİ

 

Maneviyat bir kenara, saha içi başarısı bir kenara.

Ben futbolcuların haklarının ödenmesini isterken onlardan da asli görevlerini kanının son damlasına kadar yerine getirmelerini istiyorum.

Bir kere hiçbir futbolcu, içten içe, intikam içinde hareket etmeyecek.

Geçmişte gördüklerimiz gibi, “Paramızı mı vermiyorsunuz? Tamam vermeyin. Ben de oynamam o zaman. Bu takım düşmüş düşmemiş çok da tın yani. Ben  nasıl olsa takım bulurum” şeklinde haince bir düşünce içine girmemeli.

Ya da “Nasıl olsa düştük. Bizi kimse kurtaramaz” gibi peşin hükmü de yaşamamalı.

Tam tersi, oynanan maçlarda gördük ki bu ligde yenilmeyecek, yenemeyeceğimiz takım yok.

Elleri belinde dolaşmayacaklar. Futbolun gereklerini yerine getirecekler. Rakibini gözünde hiç büyütmeyecek.Tam tersi onlardan daha iyi olduklarını ve yenilmeyecek takım olmadığını tüm hücrelerine, beynine, kalbine sokacaklar ve kazanmak için ölümüne oynayacaklar.

Hele hele nasırlı ellerle oynamayı kesin bırakacaklar(!)

 

38 PUAN LİGDE BIRAKIR

 

Tablo ortada.

Rakiplerimizin hepsi birbirleriyle maç yaparken, Sakaryaspor sadece kendi sahasındaki maçların tamamını kazansa bile ligde kalabilecek.

Hele hele dışarıdan getirilecek 2 galibiyet bizi ilk10 takımın içine biler atabilir.

Ben baktım bu yazımı yazarken.

Ligde kalmak için 38 puan şart. Yani 27 puan daha. Başka bir deyişle 9 galibiyet.

Tepecik maçı bunların en önemlisi.

Alalım bu maçı, hele hele bir de haftaya Turgutluspor maçını kazandık mı bakın bakayım dediklerim oluyor mu olmuyor mu hepiniz görün?

Bu iş inanç, namus ve şeref meseli. Yeter ki bunlar yapılsın.

Çünkü Sarıyer, Bozüyük, Turgutlu, Giresunspor, Ünyespor, Tarsus, hatta Güngörenspor takımlarının en az bizler kadar düşme riski var ki en yakın rakipler, Tarsus ve Turgutluspor olur gibi geliyor bana.

Biz düşmeyelim de kim düşerse düşsün bize ne.

Ama onun için de kazanmak gerek.

Tepecikspor maçını kazanamazsak, Turgutlu maçı da sonrası da formalite maçı olur ki bu takımın 3.lige düşmesi tüm Sakaryalıların bir ayıbı olur.

Ben futbolculardan şereflerini, namuslarını, bu memleketi ve harbi Sakaryasporluları düşünerek bu maçı kazanmalarını bekliyorum.

Hem de hakemleri ve içimizdeki tüm hainleri yenecek şekilde.

Kaldı ki maraton tribünündeki taraftarlar patlamaya hazır bomba gibi (!)

Onlarda bu maçın kaybedilmesi durumunda her şeyin biteceğini çok iyi biliyor.

Bilmem anlatabildim mi?

Onun için bırakalım bu maçlığına seçimi de sadece ve sadece bu maça konsantre olalım.

Bu maçı alalım.

Ve lütfen hakemleri, gözlemsi ve TFF temsilcileriyle birlikte sahamızın kapatılabileceğini unutmayın.

Siz en iyisi Pazar günü gelin stada hep birlikte diriliş meşalesini yakalım. Ligin sonuna kadar söndürmeyelim o meşaleyi ve ligde kalalım

 

NOT: Çankırı havası bana hiç yaramadı. Pazartesiden beri yatak döşek yatıyorum. Spor54 programını da bu yüzden yapamadım. Özür dilerim. Beni  arayıp geçmiş olsun dileğinde bulunan herkese teşekkür ediyorum.

 

 

Yorumlar (0)