Kırmızı Kart
Rakip 68 Yeni Aksarayspor bu gruptaki en yakın rakibimiz.
Onlar tam dişimize göre ama nerde onları yenecek takım ve yenmemizi sağlayacak hakemler.
Ben, kolay kolay hakeme sığınmam bir skor için ama gidip de gördüğüm hakemler olursa, iyi olduklarında onların hakkını aslanlar gibi nasıl veriyorsam, kötü olduklarında da canlarına okurum. Babamın oğlu olsa tanımam.
Dile kolay, tam 12 sene geçti hakemlik hayatımda.
Onun için kuralları da bilirim, kural olmayanları da. Diğer tabirle hakemlik adıyla konuşayım, 18.kuralı da!
Hakemlik yaparken, şuanda Sakaryaspor maçı dahil hakemlik yapan bir çok kişi hakem makem değildi. Bizi hava atmasınlar. Onlara göre 17 kural ne ise benim için de o. Ben onların yeni öğrendiklerini unuttum bile!
Hal böyle olunca, hakemleri de eleştirmeden geçemeyeceğim.
Tıpkı Sakaryaspor-68 Yeni Aksarayspor maçının ilk yarısındaki Burak Taşkınsoy gibi.
Fauller ile disiplin uygulaması kötüydü dün. Özellikle ilk yarı verdiği kararların tamamına yakını Sakaryaspor aleyhineydi. Cihanın atılışında ki ilk sarı kart, bu takımı, futbolcularımızı hor ve küçük görmenin bir ürünüdür. Hatta bir kompleks ve kibirin. Öyle ya, oynadığımız lig 3.lig, Sakaryasporlu futbolcular da dünün çoluk çocuğu ya(!)
Eğer, bir savunma oyuncusunun topa yatarak müdahalesini faul olarak çalıp, bir de üstüne sarı kart gösteriliyorsa, bunun adı budur. Hadi yap Süper Ligde, PTT 1.Ligde, kupa maçında. Yapamaz ki. Hele hele doğuda.
Hakem Taşkınsoy, maç boyunca Sakaryaspor lehine verdiği hiçbir pozisyonda rakip takıma, onların daha sert hareketler ve müdahaleler yapmasına rağmen, sarı kart bile göstermedi. Ezdi futbolcularımızı resmen, oyundan düşmesini, hatta özellikle defans ve orta saha oyuncularımızsın oyundan düşmesine neden oldu.
Ama 2.yarı yaptığı hakemliğe şapka çıkartırım ki o ve tüm hakemlerden istediğimiz de buydu. Yani, cesur ve adil kararlar verilmesi, ezilmememiz.
Ama şunu da söyleyeyim.
Cihanın ikinci sarı karttan atılması yüzde yüz doğruydu. Çünkü 10 kusurlu hareketti ve cezası da kesinlikle sarı karttı. Eğer o harekette temas olsaydı, Cihan ikinci sarı karttan değil, direkt kırmızı karttan atılırdı ki, bu da en az 3 maç ceza demektir.
DAYI MISIN HAKEM MİSİN?
Asıl sinir olduğum şey ne biliyor musunuz?
Devre arasında, hakem soyunma odasına giderken, kale arkasında kendisine haklı olarak kızan taraftarlarımıza bir bakışı vardı ki, adeta küfür eder cinstendi. Hele hele bir yürüyüşü vardı ki sanki İstanbul kabadayısı sanırdınız. Elinde bir tespih yoktu!
Bana göre bu hareketler, hakemlikte istedikleri yere gelemeyip, Benim bu maçta ne işim var şeklindeki komplekslerin bir bütünüdür.
AFERİN HAKKI
Hakemden topu alıp takıma getireyim.
Maçın yıldızı bana Hakkıydı. Allah nazardan saklasın. Tebrik ediyorum Hakkı kardeşim seni. Bir de sakatlığın tamamen geçmeden oynadın ya, sana helal olsun. Sonrasında ise kalecimiz Hüseyin geliyordu ki o da bu maç önceki maçlarını unutturdu.
Maçın en kötü isimleri ise, bu maçlık da olsa Ayhan, Abdülkadir, Berat Ali ve Hacı Ömer idi. Bir takım da 4 futbolcu o kadar kötü olur ve 6 kişi oynar, bir de kırmızı kart görürseniz, 1 puana sevineceksiniz.
Ben 1 puandan memnunum. Çünkü kaybetmekten iyidir. Hem de en yakın rakibimize karşı. Ya bir de yenilseydik? O zaman ne olacaktı?
Daha önce söyledim, bir kez daha söylüyorum. İdare idare de, ne zamana kadar?
Bakın, altımızdaki takımlar yaklaşıyor, üstümüzdekiler de koptu gidiyor.
Çanlar bizim için çalıyor bizim